Katastrof sonrası 100 iso

5 Ocak 2011 Çarşamba

07




Kırmızı yada beyaz.. her ikisi de aynı sakin etkiyi yaratıyor kılcallarda. Oysa; "sen bir zamanlar üzümdün, neler yapıyorsun şimdi" diyemiyorsun tabi... Sanırım kendi ufak dönüşümlerimizle kırmaya başlıyoruz, farkında olunan an'a kadar kalbin irili ufaklı köşelerinden mızrak parçaları topluyoruz sonra.. Özlemek nasıl kırıcı bir hale dönüşebilir diye düşünebilirim şu an, karşı kıya doğru geçerken nasıl bir yapı değişikliğine uğrayabilir diye de kafa yorabilirim mesela.. Oysa anlamlar, minik üzüm salkımları kadar kolay toplanmıyor. En azından ben toplayamadım.. Susmak bir gerçeğe dönüştüğünde, görüntüler katılaşıp duvarların içine gizlendiğinde, yastığın üzerine gizlenmiş bir koku başka kokularla karışmaya başladığında, buzdolabının içinde küçük bir kasede duran o üzüm salkımını atmaya kıyamadığında, duvarın kendi halindeki o boşluğuna fotoğrafları asmak için sebebin kalmadığında hayatı bir kaç yüzyıl geriye almaya yarayan o buton elinde kalıyor.. 


Suskunluğum gerçeğe dönüşüyor.. "dudağımda tüfekli askerler..."
Belki hepsi bu..

0 yorum:

Yorum Gönder